editördenmim

Bir Mim Daha Geldi ve Gitti…



Evet, yine güzel bir mim etkinliğine yakalandık! Mimleyen arkadaşı aşağı yukarı her gün yad ediyorum 🙂 

İnsan değer verdiği, kıramayacağı dostları tarafından mimlenince, doğal olarak mutlu oluyor ve mim görevini seve seve üstleniyor.  Peki beni kim mimlendi? Elbette hepimizin Dert Anası Gülhan 🙂 Kendisine çok teşekkür ediyorum. Neyse ki sorular çok değilmiş… Şaka şaka böyle etkinlikler birbirimizi tanımak ve kaynaşmak için çok verimli ve güzel oluyor. 

Hadi öyleyse, başlayalım!

1.Yaşınız 60-65’e geldiğinde yaşamak istediğiniz yer?

Hayat neler getirir, neler götürür tabii ki bilinmez ama benim de herkesten çok da farklı hayallerim yoktur sanırım. Doğa ile iç içe, hayvanların insanlardan bol olduğu, mümkünse insanların çok az olduğu bir yerde yaşamak iyi olurdu (henüz kafamda belli bölge yok ama Ege kıyıları olabilir sanırım.) Tabi ben şu ana kadar çok sabit kalmadım, o zaman da bir bölgede sabit durur muyum, bilemiyorum. Ancak, ekonomik durumlar da el verirse, daha çok gezmek isterim. 


En güzel yerlerden oluşan bir rota belirler, hoşuma giden yerlerde biraz daha uzun vakit geçirir, sonra yine düşerim yollara… Hayal belki ama olsun 65’e kadar yaşayacağımız da kesin değil zaten .

2-Hedefiniz var mı varsa neler?

Tabii ki, herkesin bir hedefi olmalı küçük ya da büyük fark etmez. Aslında fark etmeden ya da bilinçsizce zaten bir sürü hedef koyuyoruz kendimize; işe gideceğim demek bile duruma göre bir hedef sayılır bence. Veyahut bu işi yapacağım, çocuğu bu sene evlendireceğim vs. Ben de kendime işle ilgili bazı hedefler koydum fakat bunu size söylemesem sorun olmaz herhalde 🙂 Ayrıca özel hayatla ilgili hedefler de mevcut ama adı üstünde, özel hayat.  İşte, bu mimlerin de bu sıkıntıları var arkadaş her şeyi aşikar etmek için elinden geleni yapıyor :))

3-Blogger’la nasıl tanıştınız?

Nasıl tanıştık? Yağmurlu bir sonbahar günüydü ve ben epey ıslanmıştım ofise gelirken. Yazmayı çok seven ve özellikle internetle çok haşır neşir biri olarak “yaa bir şeyler yazsam, bunu başkaları da okusa, fikirlerini alsam, bildiklerimi aktarsam” gibi düşünceler vardı aklımda. Oturdum pc’nin başına ve neler yapabilirim, nasıl bir site açabilirim, diye araştırma yaparken blogger ile tanıştım. Açmak için biraz çaba gösterdim ve sanırım bu yazılanları okuyorsanız, başarmışım demektir. 

Bir iki ay kadar yazdım fakat işlerim çok yoğunlaştı, ara vermek durumunda kaldım. Bir kaç ay sonra tekrar yazmaya başladım. Şimdi en az haftada bir yazı girmeye gayret ediyorum. Bazen fazla da oluyor tabi. Ne güzel değil mi? Yazdıklarım, duygularım, düşüncelerim bu şekilde sizlerle buluşuyor. Sizler de o güzel parmaklarınızla duygularınızı ve düşüncelerinizi bana aktarıyorsunuz 🙂

4-Gurur duyduğunuz başarılarınız var mı, nelerdir?

Benim şu hayatta en çok gurur duyduğum tabii ki biricik oğlum. Diğerleri sonra gelir. 
Üniversitede kimsenin yapamadığı bir projeyi yapabilmenin gururu da var tabii :)) Aslında çok var ama ben bunu yaptım, şunu başardım demek de doğru mu oluyor, bilemedim ki… Şimdi sizlere yazmak bile bana ayrı bir gurur ve sevinç  veriyor. 
Üniversitede yaptım dediğim ısı, nem ve tarih gösteren saatin benzer bir görseli var aşağıda. Yalnız benim yaptığım daha güzeldi ;))

5-Boş vakitlerinizde neler yapıyorsunuz?

Emlak sektöründe çalışıyorum. Bu yüzden vakit bulabiliyorum bazı şeylere ama vakitler boş değil bence. Daha çok işle ilgili zaman harcıyorum; arsa bak, arazi bak vs. Sonra oğlumla çok zaman geçiriyorum. Blog ömrümü yedi ömrümü :)) Yazılar, yorumlara cevaplar, geri dönüşler… Tabii seviyorum ki yapıyorum, değil mi?
Bir arkadaşım kitap hediye etti, şu ara onu okuyorum. Sevdiğim bir kaç dizi var, onları netten izliyorum. Yeni filmleri takip etmeye çalışıyorum. Balık tutmayı da severim. Ama aslında amacım genellikle balık tutmak değil de kafa dinlemek, stresten uzak kalmak, deniz kenarında olmak, gelmişken de olta sallamak, arada bisiklet sürmek. 

Bir de sosyal bir grupta yöneticiyim, onun toplantıları ve etkinliklerine çok katılıyorum. 

Ayrıca bağ bahçe işleri de ilgimi çekiyor. Bir bahçem var bir de fındıklık.  Onlarla da uğraşıyorum zaman buldukça. Bir de konuşmaktan mutluluk duyduğum insanları arayıp konuşuyorum, bana iyi geliyor 🙂 Eh, benden bu kadar, yoruldum 😉

Arkadaşlar, ben kimseyi mimlemek istemiyorum. Bu nedenle ilgilenen arkadaşlar kendilerini mimlenmiş saysın. Mimi bloğunda cevaplayacaklar dilerlerse bana ulaşıp bu mim için mimlenmek istediklerini iletebilirler. O zaman linklerini eklerim yazı sonuna.  Güzel yorumlarınızı ve olumlu ya da olumsuz eleştirilerinizi bekliyorum. Yorumlarda görüşmek üzere. Dostça kalın…

Bir önceki mim yazımı okumak için buraya tıklayın.

Engin Çilekci

Keşfet, Öğren, Paylaş

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu